26 Haziran 2013 Çarşamba | By: atakan

NESLİ TÜKENEN CANLILAR

Şeytan yapraklı kuyruğu olan kertenkele
Uroplatus phantasticus olarak bilinen bu canlılar 1998 yılında Madagaskar’da keşfedildi. Kırmızı yaprak benzeri kuyruğa sahip kertenkele ait olduğu türün 12 üyesinin en küçüğü.

Pinokyo kurbağası

Litoria sp. nov. adıyla bilinen komik burunlu kurbağa 2008 yılında Endonezya’nın Papua eyaletinde keşfedildi. Pinokyo kurbağasının erkeği dişisini çağırdığı zaman burnundaki çıkıntı uzuyor. Ancak hareketsiz olduğu zamanlarda kıvrık bir şekilde duruyor.

Tavus kuşu çekirgesi



Bilimsel adı Pterochroza ocellata olan çekirge Güney Amerika ülkesi Guyana’nın Acari Dağları’nda 2006 yılında keşfedildi. Tavus kuşu çekirgesi tehlike anında kendisini ölü bir yaprak gibi kamufle edebiliyor…
eğer tehlike altında kalırsa bir anda gözleri parlıyor ve heyecanla zıplamaya başlıyor. Bu şekilde saldırıya geçen büyük bir kuş kafasını andırıyor. Bu türün erkekleri insan kulağının duyamadığı çok güçlü ultrasonik dalgalar yayabiliyor.



20 Haziran 2013 Perşembe | By: atakan

Bilinç Altına Yönelik Etkileme ve Subliminal Reklamlar

Bilinçaltını etkilemeyi amaçlayan reklamlara (mesajlara) subliminal reklam adı verilir. Genel olarak “bilinçaltına yönelik mesajlar/ reklamlar” olarak ifade edebiliriz. Bu tip mesajlar üç şekilde uygulanır:
1-Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar yoluyla
2-Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla
3-İşitsel yollarla
Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir perspektifte kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak algılanamayan da ziyade bilinçaltı düzeyinde algılanan söz, resim, görüntü ve biçimlerden oluşur.
Örneklerine geçmeden evvel bu sistemin kurgulandığı işleyiş üzerinde durmak istiyorum
Bilinçli olarak algılayamadığımız hâlde gördüklerimizin pek çoğu bilinçaltımız tarafından algılanır. Bunu sağlayan göz çukuru olarak isimlendirilen “fovea”dır. “Retinanın merkezinde bulunan, çapı sadece yarım milimetre kadar olan bu çukur, yalnız konileri içerir ve net görüntüyü diğer bir deyişle görüş keskinliğini sağlar”[i] Fovea, retinanın küçük nesneleri ve ayrıntıları ayırt etme yetisinin en yüksek olduğu kısmıdır.[ii]
Göz çukuru (fovea) bütün görüntüyü ayrıntısıyla alır ve bunu zihne aktarır, zihin bunları depolar, ama biz bunların hepsini bilinçli olarak algılamayız. Bunu bir kamera gibi düşünün. Kamera, mercek ve diğer mekanizmaları sayesinde kayıt yapar ama sadece kayıt yapar, algılamaz. Şu durumda bizim görüp de bilinçli olarak algılayamadığımız her şeyi bilinçaltımız kaydeder.
Bilincimiz, duyusal girdileri analiz eder. Düşünür, muhakeme eder, eleştirir, değerlendirir. Fikir ve/veya telkinleri yarğılar, kabul eder veya reddeder. Yani mantık süreçleri egemendir ve bilişsel fonksiyonlar üstlenir.[i]
Bilinçaltı ise beynimizin farkında olmadığımız yanıdır. Otomatik bir pilot gibi bütün deneyimlerimizi depolar. Bilinçaltı heyecanlarımızı, sezgilerimizi, alışkanlıklarımızı ve güdülerimizi depoladığı gibi bunların eyleme dökülmesinden de sorumludur. Bilinçaltı zihin telkin ve imgeleme yoluyla iknaya riayetkârdır. Bilinçli zihnin aksine sorgulamadan tekrarlı önerileri kabul eder, pekiştirir. Bütün otomatik davranışlarımız, alışkanlıklarımız ve heveslerimiz hafızada kayıtlı bilgiler arasındadır. En önemli vazifesi ise depoladığı verilere dayanarak mutluluğu sağlamaktır.[ii]